No pegar ojo
Uyumamak, gözünü kırpmamak
Pasar la noche en blanco
Geceyi uymadan geçirmek
Estar de juerga
Çok eğlenmek
Dar la lata
Rahatsızlık vermek
Armar jaleo
Gürültü yapmak
No quedar más remodio que
Başka çare kalmamak
Cambiar de opinión
Fikrini değiştirmek
Estar argulloso/a de
Gurur duymak
Un ruido insoportable
Dayanılmaz bir gürültü
Quedarse con la boca abierta
Ağzı bir karış açık kalmak
Una acción vale más que mil palabras
Bir eylem, bin söz söylemekten iyidir
Sobre gustos y colores no discuten los doctores
Zevkler ve renkler tartışılmaz
Ojos que no ven corazón que no siente
Göz görmeyince gönül katlanır
No hay peor ciego que el que no quiere ver
Kimse görmek istemeyenden daha fazla kör olamaz
No cantes victoria antes de gloria
Dereyi görmeden paçayı sıvama
Más vale tarde que nunca
Geç olması hiç olmamasından iyidir
Más vale pájaro en mano que cien volando
Eldeki bir kuş havada uçan yüz kuştan iyidir
En el país de los ciegos el tuerto es rey
Körlerin ülkesinde şaşılar kral olur
En boca cerrada no entran moscas
Kapalı ağıza sinek kaçmaz
veya
Söz gümüş ise sükut altındır
Dime con quién andas y te diré quién eres
Arkadaşını söyle bana kim olduğunu söyleyeyim sana
Cuando el gato no está los ratones se divierten
Kedi olmayan yerde fareler bayram yapar
Al que madruga Dios lo ayuda
Şafakta kalkana Tanrı yardım eder
veya
Erken kalkan çok yol alır
Afortunado en el juego, desafortunado en el amor
Kumarda kazanan aşkta kaybeder
A donde el corazon se inclina, el pie camina
Kalb nereye bağlıysa, ayak oraya yürür
A quien Dios ama, le llama
Tanrı sevdiğini erken yanına alır
Cuando la fuerza manda, la ley calla
Güç emrettiği zaman yasa susar
Donde hay humo, hay calor
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
El dinero llama (al) dinero
Para parayı çeker
El que se fue a / para la villa perdio su silla y el que se fue a Torreon su sillon
Dimyata (dimyat nil deltasında bir şehir) pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
El tiempo lo cura todo
Zaman herşeyin ilacıdır
En las malas se conocen a los amigos
Dost kara günde belli olur
La salud es la mayor riqueza
Sağlık en büyük hazinedir
Las cosas suelen empeorar antes de mejorar
Gecenin en karanlık anı, gündüze en yakın olanıdır diye çeviresim geldi :))
Mas vale antes que despues
Bugünün işini yarına bırakma
No hay miel sin hiel
Emek olmadan yemek olmaz
Nunca es tarde si la dicha es buena
Zararın neresinden dönsen kardır
Quien con ninos se acuesta, cagado amanece / se levanta
Körle yatan şaşı kalkar
Tan cierto como dos y dos son cuatro
İki kere ikinin dört ettiği gibi
Dios no te preguntará que modelo de auto usabas; te preguntará a cuánta gente llevaste
Tanrı sana hangi model araba kullandığını sormayacak; onunla kaç kişiyi taşıdığını soracak
No te preguntará los metros cuadrados de tu casa; sino a cuánta gente recibiste en ella
Tanrı sana evinin genişliğini sormayacak; ama oraya kaç kişiyi kabul ettiğini soracak
No te preguntará la marca de ropa en tu closet; sino a cuántos ayudaste a vestirse
Tanrı sana gardrobunda hangi marka elbisen olduğunu sormayacak, o elbiselerle kaç kişiyi giydirdiğini soracak
No te preguntará qué tan alto era tu sueldo; te preguntará si lo ganabas limpiamente
Tanrı sana maaşının ne kadar çok olduğunu sormayacak; onu temiz yollardan kazanıp kazanmadığını soracak
No te preguntará, cuál era tu título; sólo si hiciste tu trabajo con lo mejor de tu capacidad
Tanrı sana hangi diplomaların var diye sormayacak; ama işini tüm kapasitenle çabalayarak yapıp yapmadığını soracak
No te preguntará en qué vecindario vivías; sólo te preguntará cómo tratabas a tus vecinos
Tanrı sana hangi mahallede yaşadığını sormayacak; ama komşularına nasıl davrandığını soracak
No te preguntará por el color de tu piel; sino por la pureza de tu interior
Tanrı sana teninin rengini sormayacak; ama içinin temiz olup olmadığını soracak
Çeviri: Ercan BAYRAZ