Aztekler

Benjamin Keen’in The History of Latin America ) adllı kitabından Öğrencim Hakan Aydıner tarafından yapılan çeviriyi sizlerle paylaşıyorum. Bu çeviride kısaca kıtanın fethi öncesindeki aztek medeniyeti anlatılmaktadır.

hakan aydıner toplanti
Hakan Aydıner (Birleşmiş Milletler Latin Amerika Danışma Kurulu Aztek Kıdemli Araştırmacısı )

Aztekler: Meksika Aztekleri

Vadiye ulaşan son Chichimec’ler arasında Aztekler veya -kendilerine verdikleri isimle- Mexica vardı. Kuzeyden ayrıldıkları tarih muhtemelen yaklaşık M.S 1111’di. Kabile tanrıları Huitzilopochtli’nin ruhunu içeren bohçayı taşıyan bir kadın ve dört rahip liderliğinde, belirsiz gezintilerden sonra yaklaşık 1218’de Meksika Vadisi’ne vardılar. Temelde; sadece “yarı uygarlaşmış”, tarımla yalnızca biraz tanışıklığı olan avcı-toplayıcı insanlar olduklarına dair geleneksel inanç, bazı akademisyenler tarafından sorgulandı. Bu akademisyenler, Azteklerin geldikleri zamanda kültür, din, ekonomik ve sosyal organizasyon açısından tipik olarak Mezoamerikan olduklarını savunuyorlardı. En iyi yerlerin başkaları tarafından işgal edildiğini görünce Texcoco Gölü çevresindeki bataklık arazilere sığınmak zorunda kaldılar ve burada 1344 veya 1345’te Tenochtitlán kasabasını kurdular. Bu zamanda Aztek topluluğu, ‘calpulli’ adı verilen az sayıda akraba ve toprak sahibi gruplardan oluşuyordu.


Aztek bölgesini oluşturan sert zemin parçalar yavaş yavaş kamış kulübeler ve sazlıklarla kaplandı. Bunları daha sonra daha iddialı çim, kerpiç ve hafif taş yapılar izledi. Nüfus arttıkça, daha fazla ekilebilir geniş alanlar gerekti ve Aztekler komşularının ‘chinampas’ (toprak ve göl yataklarından çıkarılan tortuyla yapılmış ve hasır örgüyle tutulan yapay bahçe yatakları) inşa etme tekniğini benimsedi. Sonunda kökler büyüyecek ve gölün dibini kavrayarak sağlam bir zemin oluşturacaktı. Aztekler bu çinampalarda mısır, fasulye ve diğer ürünleri yetiştirdiler.

Aztekler: Aztek İmparatorluğunun Genişlemesi

Uzun bir süre Aztekler, on dördüncü yüzyılın sonlarında ve on beşinci yüzyılın başlarında göller ülkesinde baskın güç olan Azcapotzalco’daki güçlü komşularına boyun eğdiler. Aztek tarihindeki dönüm noktası 1428’de gerçekleşti. Savaş şefleri Itzcoatl liderliğindeki Aztekler, Azcapotzalco tiranlığını yok etmek için isyancı şehir devleti Texcoco ve daha küçük Tlacopan kasabasına katıldı. Onların ortak zaferi (1430), önce vadinin sonra da Orta Amerika dünyasının büyük bir kısmının fethi için Üçlü İttifak’ın yükselişine yol açtı. Güç dengesi yavaş yavaş saldırgan Aztek devletine kaydı. Texcoco küçük bir ortağa ve Tlacopan ise bir uydu devlete indirgendi. Ada tahkimatlarının güçlü konumu, ittifaklar kurma ve fetih ganimetlerini daha
sonra egemen olmaya başladıkları stratejik anakara kasabalarıyla paylaşma konusundaki kurnaz politikaları, Azteklerin Meksika Vadisi’nin kontrolünü ele geçirmedeki başarısını açıklamaya yardımcı olur. Böylece vadinin fethi, Orta Amerika’nın fethi için bir anahtar sunuyordu. Vadi, kolayca savunulabilir dağ bariyerleriyle çevrili kısa iç iletişim hatlarının avantajlarına sahipti. Kuzey, doğu, batı ve güneydeki açıklıklar, Aztek savaşçılarının bitişik vadilere kolay erişimini sağladı.

Azcapotzalco’nun Fethi, Azteklere göl kıyısındaki ilk kıyı başlarını verdi. Fethedilen toprakların ve bu topraklarda yaşayan köylülerin çoğu, savaşta öne çıkan savaşçı soylulara verildi. Başlangıçta ömür boyu tahsis edilen bu topraklar, kalıcı miras olarak tutulan tımarlara dönüşme eğilimindeydi. Böylece savaş, Aztek toplumu içinde yeni ekonomik ve sosyal bölünmeler yarattı. Bu süreçte, calpullinin orijinal akrabalık temeli aşındı ve en azından Meksika Vadisi’nde, özerkliğinin çoğunu kaybederek öncelikle sosyal ve bölgesel bir idari birim haline geldi. Çoğunlukla Aztek devletine haraç, çalışma/emek ve askerlik hizmeti borçlu olan macehualtínden (avam) oluşan calpulli, emirlerini yerine getirdikleri üstün Aztek yetkililerine tamamen tabi olan kalıtsal seçkin aileler tarafından yönetilmeye devam etti. Meksika Vadisi’nde ve diğer oldukça gelişmiş bölgelerde, daha önce calpulli ile ilişkilendirilen komünal toprak mülkiyeti, bazı üyeleri terk etmeye zorlayan artan nüfus baskısı, kıtlık ve kriz zamanlarında iç ekonomik farklılaşma ve komünal arazileri satma veya kiralama ihtiyacının bir sonucu olarak erozyona uğradı. Orijinal akrabalık ve toprak sahibi tipine dayanan calpulli, sınıf tabakalaşması ve devlet oluşumu sürecinin daha az belirgin olduğu alanlarda daha iyi hayatta kaldı. Ancak İspanyol Fethi sırasında, topraksızlık ve kiracı çiftçiliği, Orta Meksika’nın büyük bir bölümünde çok yaygındı ve serf benzeri köylüler (mayeque), belki de Aztek nüfusunun çoğunluğunu oluşturuyordu. Bu özgür olmayan köylüler, yalnızca toprağın kullanım hakkından yararlandılar ve soylu sahibine haraç ve hizmet sunmak zorunda kaldılar. Son araştırmalardan ortaya çıkan tablo ‘orta çağ Avrupa toplumu gibi, oldukça karmaşık ve yerel olarak çeşitliliğe sahip’ bir toplumdu. Halk ve soylular arasında büyüyen bölünme Aztek soyluları için ayrı bir ilahi köken (tanrı Quetzalcóatl’dan) iddia eden köken mitinde ideolojik yansıma buldu. Diğer teolojik değişiklikler arasında, kabile tanrısı Huitzilopochtli’nin Meksika Vadisi’nde geleneksel olarak tapınılan büyük doğa tanrılarıyla eşit veya onlardan üstün bir konuma yüceltilmesi, eski resimli yazıların yakılması, -çünkü bu kitaplar Aztekleri küçümsüyordu- ve Aztek ihtişamını tanıyan yeni bir tarihin yaratılması vardı. Evrenin devamını sağlamak için Aztek tanrılarının sunaklarında kurban olarak kullanmak üzere savaş esirlerinin yakalanmasına yeni bir vurgu yapıldı. Itzcoatl’ın halefleri –bazen bireysel olarak ve bazen Texcoco ile ittifak halinde- Aztek egemenliğini Meksika Vadisi’nin ötesine genişletti. II. Moctezuma 1502’de hükümdar olduğunda, Üçlü İttifak, kurak kuzey platosunun kenarlarından Tehuantepec’in ovalarına ve Atlantik’ten Pasifik’e kadar irili ufaklı çok sayıda kasabadan haraç alıyordu. Bu geniş alan içinde, azılı Tarascan devleti veya Tlaxcala gibi sadece birkaç şehir devleti veya krallık tam bağımsızlığını korudu. Cholula gibi devletler, iyi niyetli tarafsızlıkları veya Azteklerle iş birliği yapmaları karşılığında rahat bırakıldı. Bazı tartışmalı modern tahminlere göre, Aztekler ve müttefikleri belki de 25 milyonluk bir nüfusa hükmediyordu. Aztekler sebepli veya sebepsiz pek çok savaş yürüttüler. Bir grup, Aztek hükümdarına haraç ödemeyi reddederse veya bir bölgenin efendileri seyahat eden Aztek tüccarlarını yaralarsa, bu işgal için geçerli bir sebep olarak görülüyordu. Aztek tüccarları da ticaret yaptıkları bölgelerin kaynakları ve savunmaları hakkında rapor vererek ya da düşman topraklarında casusluk yaparak fetih yolunu hazırladılar. Eve sağ salim dönerlerse, bu yiğit tüccarlar hükümdar tarafından kehribar dudak kaplamaları ve diğer hediyelerle onurlandırılırdı. Ancak düşmanları onları fark ederse, sonuçları korkunç oluyordu. Yerli bir hikâye, “Pusuda öldürüldüler ve acı sosla servis edildiler” diyor.

Savaşta zafer her zaman aynı sonuçları doğurdu: uzun tutsak kuyrukları, tanrıların sunaklarında sunulmak üzere Tenochtitlán’a uzun bir yolculuk yaptı. Ek olarak, coğrafyaya ve kaynaklara bağlı olarak mısır, pamuklu örtü, kakao çekirdeği veya diğer ürünler için periyodik haraç  ödemeleri bölgenin mağluplarına dayatıldı. Aztek tacının, rahiplerin ve devlet görevlilerinin desteği için ya da savaşta öne çıkan savaşçılara tımar olarak verilen belirli topraklar da onlar tarafından ekilmek üzere ayrıldı. Bazen yerleşik bir garnizonun yardım ettiği bir kâhya veya haraç toplayıcı kasabada konuşlandırıldı. Geri kalanına gelince, fethedilen insanlar genellikle hükümet, kültür ve geleneklerde özerkliğe sahip olmaya devam ettiler.

Yenilen halkların sahip olduğu göreli özerkliğe ve fethedilen topraklardaki hafif Aztek siyasi ve askeri mevcudiyetine entegre etmemeleri nedeniyle, Aztek İmparatorluğu geleneksel olarak İnka İmparatorluğu’na kıyasla daha aşağı veya yetersiz bir siyasi örgüt olarak görülmüştür. İnka imparatorluğu merkezi yönetimi, sürekli orduları, büyük nüfus transferleri ve diğer bütünleştirici politikaları ile daha gelişmiş bir siyasi örgüt olarak görülmüştür. Ancak son zamanlarda, Aztek emperyal sisteminin sorunlara yaklaşımı, asgari düzeyde idaresi ve askeri maliyet bakımından daha az verimli ve aşağı olmaktan ziyade bir alternatif oluşturduğu iddia edildi. Aztek ordusu, yalnızca daha fazla fetihler ve isyanların bastırılması için seferber oldu. Aztek devleti, yenilen rejimleri yerinde bırakarak ve doğrudan bölgesel kontrolden kaçınarak, daha bütünleşmiş bir imparatorluğun doğasında olan taşra idarelerini, sürekli orduları, kalıcı garnizonları ve tahkimatları sürdürme masrafından kurtuldu.

Aztekler: Aztek Kültürü ve Toplumu

Aztek’lerin başkenti Tenochtitlán, 150.000 ila 200.000 arasında olduğu tahmin edilen bir nüfusa sahipti. Şehir, Venedik gibi anakaraya şehrin merkezinde birleşen ve ana trafik arterleri olarak hizmet veren üç geçitle bağlanan oval bir adaydı. Sokaklar yerine, kanolarla dolup taşan ve patikalarla çevrili çok sayıda kanal, kenarlarını sıralayan binlerce eve erişim sağlıyordu. Masif duvardan yapılmış bir su kemeri, Chapultepec’in dağ kaynaklarından tatlı su getirirdi. Uzaktaki chinampalarda, ürünlerini küçük sığınaklarda kasabaya götüren Aztek çiftçileri, çamura bulanmış, sazdan duvarlara dayanan sazdan çatılı kulübelerde yaşıyorlardı. Her kulübenin içinde üç ayaklı bir öğütme taşı (metate), yatak ve koltuk görevi gören birkaç kilim, biraz çanak çömlek ve birkaç eşya daha vardı. Nüfusun çoğunluğu – zanaatkarlar, rahipler, memurlar, askerler ve şovmenler – daha heybetli evlerde yaşıyordu. Kerpiç veya kırmızımsı tezontli’den yapılmış, daha şık bir görünüm vermek için her zaman kireçle yıkanmış ve boyanmıştı. Calpulli liderlerinin, tüccarların ve soyluların evleri çoğundan çok daha gösterişliydi. Konutta olduğu gibi Aztek kıyafetleri de bireyin ekonomik ve sosyal durumuna göre farklılık gösteriyordu. Erkekler için temel giysiler, önü ve arkası geniş kanatlı, genellikle saçak ve püsküllerin yanı sıra nakış işleriyle süslenmiş bir peştamal ve yaklaşık iki yarda bir yarda boyutunda bir battaniyeydi (1,8m – 0,9m). Bu battaniye sol kolun altından sarkıyordu ve sağ omuzda düğümleniyordu. Sıradan halk agave elyafından veya kaba pamuklu düz battaniyeler giyiyordu; zengin tüccarlar ve soylular sembolik tasarımlarla süslenmiş çok ayrıntılı pamuklu mantolarla boy gösteriyorlardı. Kadınlar elbise, dar bir kemerle bağlanmış beyaz pamuklu etekler ve bol, kısa kollu tunikler giyiyorlardı. Hem elbiseler hem de tunikler canlı işlemelerle süslenirdi. Erkekler deri ya da dokuma agave elyafından sandaletler giyerlerdi; kadınlar yalınayak gezerdi. Kıyafette olduğu gibi yemekte de öyleydi: Refah ve sosyal konum, bolluğu ve çeşitliliği belirliyordu. Sıradan Azteklerin yemeği öğütülmüş mısır unu, fasulye ve biberle pişirilmiş sebzelerden oluşuyordu. Sıradan halkın sofrasında et nadiren görülürdü, ancak bayramlarda köpek eti servis edilebilirdi. Soylular için durum farklıydı: Lordlar tarafından yenen yiyeceklerin reçetesi bir çok çeşit tortilla ve tamales, kızarmış tavuk, kızarmış bıldırcın, acı biber, domates ve öğütülmüş kabak çekirdeği soslu hindi, birçok balık ve meyve çeşidi, acı biber soslu agave kurtçukları, lezzetli otlar ve soslu farelerden bahseder. Halka yasak olan ilahi bir meşrubat ve çikolatayla öğünlerini bitirirlerdi. Aztekler arasındaki eğitim son derece resmiydi ve kız ver erkek çocukları dünyadaki görevlerine hazırlamak ve onlara Aztek ideallerini aşılamak gibi ikili bir amaç güdülüyordu. Erkek çocukları on ya da on iki yaşlarında okula gönderilirdi. Sıradan halkın çocukları, tüccarların ve zanaatkarların oğulları, din, iyi davranış ve savaş sanatı konularında eğitim aldıkları Telpochcalli’ye (gençlik evi) katılırdı. Bir yüksek öğrenim okulu olan Calmecac (rahipler evi) ilke olarak soyluların oğulları için ayrılmıştı, ancak bazı tüccar ve halk çocukları da kabul ediliyordu. Burada öğrenciler, olağan eğitime ek olarak, kendilerini rahip, kamu görevlisi ve askeri lider olmaya hazırlayan eğitimler alıyorlardı. Müfredat, bugün retorik veya asil bir konuşma tarzı olarak adlandırdığımız şeyi, kutsal kitapların ilahi şarkılarında ortaya çıkan dini ve felsefi doktrinlerin incelenmesini, kronoloji ve astroloji sanatlarını ve ve Xiuhamatl’ın (yılların kitabı) incelenmesi yoluyla tarih eğitimini içeriyordu. Aztek okullarında öğretmenlik yapan tlamatinime (bilgeler) aynı zamanda Nahuatl’da kişilik için çarpıcı Nahuatl metaforu olan “gerçek bir yüz ve kalbin” oluşumuyla da ilgileniyorlardı. Kendine hakim olma, ılımlılık, göreve bağlılık, “hayatın kısa ve zorluklarla dolu ve her şeyin bir sonu olduğuna” dair metanetli bir farkındalık, kusursuz bir nezaket ve alçakgönüllülük, Aztek bilgelerinin öğrencilerin zihinlerine aşıladıkları nitelikler ve kavramlar arasındaydı. Kızların süpürge yapmak, gece boyunca üç kez tütsü sunmak, putlara yemek hazırlamak, dokuma ve diğer kadınsı işler ve evlilik için genel hazırlık gibi tapınak görevlerinin öğretildiği özel okulları vardı. Erkekler için eğitim genellikle 20 ya da 22 yaşında, kızlar içinse 16 yaşında, yani evliliğin akdedildiği yaşlarda sona ererdi.

Latin Amerika Tarihi
Latin Amerika Tarihi

Aztek militarizminin gelişmesi kadınların statüsünde bir miktar düşüşe yol açmış olabilir ve Azteklerin ‘yaşlıların konuşmaları’; ‘sizin üzerinize düşen görev kocanıza itaat etmektir; ona yiyecek-içecek sunacak ve gömlek, pelerin, pantolon yapacaksın’ diye kadını uyarıyordu. Model eş; gayretli bir ev hanımı ve çocuklarını dikkatli bir şekilde yetiştirmeye kendini adamış bir anne olarak temsil edilirdi. Ancak bazı açılardan Aztek kadınlarının statüsü erkeklerinkine tabi değil, tamamlayıcıydı. Örneğin doğum, sembolik olarak savaşla karşılaştırılırdı: başarılı doğum, bir esir almakla eşitti ve doğum sırasında ölüm, savaşta öldürülmekle eşdeğerdi. Bunun dışında diğer Aztek kadınları doktor, zanaatkar, tüccar ve rahip olarak çalıştı. Böylesine karmaşık bir ekonomik ve sosyal hayata sahip bir toplumda, kaçınılmaz olarak anlaşmazlıklar ve saldırılar ortaya çıkmış ve ayrıntılı bir hukuk kanununun geliştirilmesini gerektirmişti. Tenochtitlán’daki kraliyet sarayında bir araya gelen iki yüksek mahkeme mahkemeler hiyerarşisinin tepesindeydi. Azteklerin cezaları ağırdı. Öldürmenin, isyan etmenin, karşı cinsin kıyafetlerini giymenin ve zina etmenin cezası ölümdü; hırsızlık, ilk suç için kölelik, ikincisi içinse asılarak cezalandırılırdı. Aztek Meksika’sında ekonomik yaşam, yoğun ve kapsamlı bir tarıma dayalıydı. Güvenilir su kaynaklarına sahip alanlarda yoğun sulama uygulandı; chinampalarınki en dikkate değer biçimiydi. Diğer bölgelerde nöbetleşe ekim ile kes ve yak ekimi uygulanırdı, ancak mısır ve fasulye hemen hemen her alanda başlıca ürünlerdi. Meksika Vadisi’ndeki chinampa tarımında gübre kaynağı olarak büyük, evcilleştirilmiş hayvanların yokluğunda ‘gece toprağı’ (insan atığı) gübre olarak düzenli kullanılırdı. Vadinin iki tatlı su gölünün, chinampa tarımına zararlı olan tuzlu göllerden gelen su akışıyla kirlenmesini önlemek ve gerekli oldukça su seviyesini korumak için Kral Itzcoatl döneminde ayrıntılı bir bent sistemi, kanallar ve su kemerleri sistemi inşa edilmeye başlanmıştı. Bu, Tenochtitlán için gıda maddeleri üreten büyük chinampa alanlarının yaratılmasına yol açtı. Ancak ne kadar üretken olsalar da şehrin geçim ihtiyaçlarının sadece yüzde 5’ini oluşturdukları tahmin ediliyor ve büyümeleri kalan göllerin tuzluluğu ile sınırlıydı. Bu yüzden, gıda ihtiyaçlarının dengesi için Tenochtitlán, haraç ve ticaret yoluyla elde edilen ithalata güvenmek zorunda kaldı. Bölgesel ve büyükşehir pazarlarına dayalı ayrıntılı, devlet kontrollü bir ticaret ve ulaşım ağı olan tlamame (profesyonel taşıyıcı) taşıma sistemi ve Meksika Vadisi’nin tüm göl sistemini birbirine bağlayan verimli bir kano trafiği Tenochtitlán’a çok miktarda gıda maddesi ve diğer toplu malları akıttı. Üretilen mallar daha sonra Tenochtitlán’dan iç kesimlere ihraç edilerek bir merkez-çevre ilişkisi oluşturuldu. Büyük Tenochtitlán pazarında mal ve hizmet ticaretinin geniş ölçeği, onun muazzam faaliyetini ayrıntılı olarak anlatan fatih Cortés’in şaşkınlığını uyandırdı: ‘Her tür mal kendi sokağında satılır’ ve ‘kendi mallarını hiçbir türle karıştırmazlar, bu yüzden mükemmel düzeni korurlar’ diye yazmıştı. Aztekler üniter bir para sisteminden yoksundu ama kakao çekirdekleri, pamuklu örtüler, altın tozuyla doldurulmuş tüy kalemler ve küçük bakır baltalara standartlaştırılmış değerler verildi ve bir takas sistemini tamamladı. Azteklerin terazileri yoktu; mallar ölçü ve sayım ile satılırdı. Piyasa, işlemlerin adilliğini kontrol eden yetkililer tarafından denetlenirdi; alıcılar ve satıcılar arasındaki anlaşmazlıkları dinlemek ve çözmek için bir tüccar mahkemesi kurulmuştu.

Fetih zamanında Aztekler arasındaki iş bölümü, büyük bir zanaatkar sınıfının artık tarımla uğraşmadığı bir noktaya kadar ilerlemişti. Zanaatkar sınıfı marangozları, çömlekçileri, taş ustalarını, gümüşçüleri ve tüy işçilerini içeriyordu. Balıkçılar, avcılar, dansçılar ve müzisyenler gibi uzmanlar da aynı kategoriye giriyordu. Tüm bu meslekler, her birinin kendi derneği ve koruyucu tanrısı olan loncalarda örgütlenmişti ve meslekler muhtemelen babadan oğula geçerdi. Sanatçı ve zanaatkarlar, Aztek toplumunda yüksek bir onur ve sorumluluk sahibi bir konuma sahipti. Tüm sanat ve zanaatlarının kökenini Toltek dönemine atfeden Aztekler, Toltek adını gerçek veya usta ressam, şarkıcı, çömlekçi veya heykeltıraş için kullanırlardı. Bölgesel iş bölümündeki ilerlemeler ve lüks mallar pazarının büyümesi ayrıca çok güçlü bir loncada örgütlenmiş olan bir tüccar sınıfının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu sınıfın zenginliği ve Aztek devletine sağladığı önemli askeri ve diplomatik hizmetler, tüccarları Aztek toplumunda savaşçı soylular ve rahiplerden sonra gelen üçüncü bir güç haline getirdi. Tüccarların zenginliği bazen Aztek hükümdarlarının ve soyluların güvensizliğini ve düşmanlığını uyandırdı. Tüccarlara yönelik yaygın nefret yerel halkın sözlerine ‘Tüccarlar bol bol paraya sahip olan, açgözlü, iyi beslenen, istekli, serveti ve aileyi kontrol eden cimri… yani paragöz ve bencil’ olarak yansımıştı. Rahiplik, Aztek toplumundaki ana bütünleştirici güçtü. Tarımsal işlerin yerine getirilmesini düzenleyen kutsal bir takvime sahip olması sayesinde, halkın hayatında önemli bir rol oynamıştı. Rahiplik aynı zamanda Aztek kabilesinin birikmiş irfan ve tarihinin deposuydu. Tanrılar nezdinde aracılık etme konusundaki özel güçleri, tecrübesi ve bilgeliği sayesinde, rahiplerden Azteklerin her özel ya da toplu krizlerde aracılık etmesi bekleniyordu. Dini nedenlerle evlenmeyen, ağırbaşlı, sürekli olarak kan dökme kefareti ile meşgul olan rahipler, Aztek halkı üzerinde muazzam bir etkiye sahipti. Rahipler, otorite ve prestiji, savaş ve siyasi merkezileşme yoluyla güç kazanmış bir sınıf olan soylularla paylaştı. Birçok savaşçıya ek olarak, bu sınıf haraç toplayıcılardan, yargıçlardan, büyükelçilerden ve benzerlerinden oluşan büyük bir bürokrasiden oluşuyordu. Bu tür memurlar, kendilerini geçindirmek için tahsis edilen kamu arazilerinden elde edilen gelirle hizmetlerinin karşılığı olarak ödüllendirilirdi. Onların görevleri kalıtsal değildi ama genellikle aynı mevkilerde bulunan babaların oğullarına verilirdi. Savaşçı soyluların zenginliği esas olarak toprak mülklerinden oluşuyordu. Başlangıçta ömür boyu verilen bu topraklar, sonunda babadan oğula geçen ve satılabilen veya takas edilebilen özel mülkler haline geldi. Bu topraklardaki eskiden özgür olan köylüler, muhtemelen toprağa bağlı serflere (mayeque), çiftlik işçilerine veya kiracı çiftçilere dönüştüler. Aztek İmparatorluğu’nun genişlemesiyle birlikte özel mülklerin sayısı istikrarlı bir şekilde arttı. Aztek toplumunun çoğunluğunu köle sınıfı oluşturuyordu. Kölelik, borçlarını ödememek de dahil olmak üzere çeşitli suçların cezasıydı ve bazı insanlar yiyecek karşılığında gönüllü olarak köle haline gelirdi. Köle sahipleri, kişisel hizmet için ya da tanrılara kurbanlık adak olarak zengin tüccarlara veya soylulara satmak için sık sık köleleri Azcapotzalco’daki büyük pazara getirirlerdi. Azteklerin siyasi sistemi, kraliyet despotizmi ve teokrasinin bir karışımıydı. Politik güç, mutlak bir hükümdarın başkanlık ettiği yönetici rahipler ve soylular sınıfında toplanmıştı. Başlangıçta hükümdar, bu amaç için toplanmış tüm Aztek topluluğu tarafından seçilmişti. Daha sonra, kralın yakın akrabaları da dahil olmak üzere en önemli rahipler, yetkililer ve savaşçıların hâkim olduğu bir konsey veya seçim kurulu tarafından seçildi. Konsey, Texcoco ve Tlacopan krallarıyla istişare ederek, önceki hükümdarın oğulları, erkek kardeşleri veya yeğenleri arasından hükümdarı seçti. Yeni hükümdara dört büyük soyludan oluşan bir konsey yardım etti. Fetih sırasında imparator, amcası Ahuitzotl’un yerini alan şanssız II. Moctezuma’ydı. Montezuma’nın sarayında şaşaalı ve karmaşık törenler hüküm sürüyordu. Diyarın büyük soyluları, onun huzuruna çıkmadan önce tüy, yeşim ve altın süslerini çıkarırlardı. Yalınayak ve gözleri yerde, krallarının hasır tahtına yaklaşırlardı. Moctezuma, hizmetkarlarından ve sohbet ettiği dört büyük lorddan ahşap bir paravanla ayrılmış yerde, ihtişamlı bir şekilde yalnız başına yemek yiyordu. Bu zenginlik, lüks ve şaşaalı törenler, iki yüzyıldan kısa bir süre önce Texcoco Gölü bataklıklarında yaşamaya başlayan küçük ve hor görülen Aztek kabilesinde meydana gelen büyük sosyal ve ekonomik değişiklikleri gösteriyordu. Aztek İmparatorluğu, ihtişamın ve gücün zirvesine ulaşmıştı. Yine de Aztek yazınlarının belirttiği gibi, Azteklerin liderleri korku içinde yaşadılar. Aztek vergi toplayıcılarının artan talepleri, vergi veren şehirlerde isyanlara neden oldu. Bastırılmış olmalarına rağmen yeniden patlak verdiler. Lanetli Aztek hayal gücü, yeryüzünde ve sıkıntılı havalarda kötülüğün alametlerini gördü. Bir çocuk iki başlı doğdu, Popocatepetl yanardağı alışılmadık şekilde aktif hale geldi, bir kuyruklu yıldız gökyüzünden geçti. Ayrıca Azteklerin ilmine göre, tanrı-kral Quetzalcóatl’ın yüzyıllar önce kötü güçler tarafından sürüldüğü krallığını geri almak için geri dönebileceği 1519 yılı da yaklaşıyordu.

Daha Fazla İspanyolca

2013 yılında yayımlanan “Yeni Başlayanlar için Temel İspanyolca” kitabının belli bir bölümünü içeren e-kitabı bu bağlantıdan indirin.

Bu kitap üzerindeki dersleri online olarak görmek isterseniz de Udemy’in ” 2 Dakika Temel İspanyolca ” kursuna kayıt olabilirsiniz.

Bu dil hakkında merak ettiğiniz tüm sorular ve cevapları ispanyolca sayfasında.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Google grubumuz: ispanyolcom@googlegroups.com

Telegram grubumuz: t.me/ispanyolcaceviri

Twitter: @temelispanyolca

Youtube: @temelispanyolca

Bu ispanyolca içerik işinize yaradı mı?

Oyunuzu kullanın

Ortalama Oy Sonucu 5 / 5. Oylayan Kişi Sayısı 1

İlk oyu siz kullanacaksınız. Dikkatli düşünün